Eğitimde ters yüz öğrenme yöntemi ya da ters yüz edilmiş sınıf modeli (flipped clasroom), öğretim üyesinin ders içeriklerini önceden hazırlayarak öğrencilere sınıfa gelmeden ve genelde çevrimiçi olarak sunmasıyla başlayan; sınıf içi zamanda ise geleneksel anlatı yöntemi yerine, öğrenci merkezli aktivitelerle desteklenen; böylece ders öncesindeki bilgilerine yönelik, uygulamaları pekiştiren çağdaş bir eğitim yöntemidir (Kara, 2016). Yöntem ismini, geleneksel öğrenim akışını tam tersine çevirdiği için, diğer bir deyişle dersle ilgili temel bilgilerinin sınıf içinde eğitmen tarafından anlatılması yerine öğrenciler tarafından ders saatleri dışında, elektronik ortamda kayıtlı ders materyalden öğrenmesinden almaktadır. Bu yöntem, öğrenciler sınıfa geldiklerinde Bloom taksonomisinde yer alan analiz ve değerlendirme gibi üst basamaklardaki etkinliklerin yapılmasına olanak tanıdığı için ve öğrencilere bireyselleştirilmiş öğrenme fırsatları yaratması nedeniyle tavsiye edilmektedir (Kara, 2016). Diğer bir deyişle ters yüz öğrenme, öğretim üyesinin hazırladığı videolar veya diğer ders materyallerinin önceden incelenmesini sağlayarak, eğitmen ve öğrenci arasında yüz yüze geçirilecek zamanın daha anlamlı olmasını ve zengin öğrenme ortamı oluşturmasını sağlamaktadır (Ünsal, 2018).  Böylece teknolojinin sağladığı imkanlar dahiline açık öğretim yöntemlerini, aynı zamanda etkileşimli sınıf etkinlikleri ile birleştirmektedir (Nayci, 2017). Bu yöntemin olumlu yanları arasında, öğrenci ve eğitmen arasındaki iletişimi artırması, anında geri bildirim fırsatları yaratması, yapılan araştırmalara göre öğrenciler tarafından ters yüz sınıf uygulamasının geleneksel sınıf uygulamasına göre hemen her zaman daha çok tercih etmesi de yer almaktadır (Kara, 2016). Yöntemin bir diğer avantajı, Covid-19 pandemisi gibi sebeplerle daha önce tecrübe edildiği gibi uzaktan eğitim ihtiyacının ortaya çıktığı hallere de uyarlanabilecek ve uygulanabilecek olmasıdır.

Yöntemin hukuk eğitiminde uygulanmasının mümkün ve etkili bir yol olduğuna yönelik olarak literatürde önemli çalışmalar yer almaktadır. Binder’in hukuk eğitiminde ters yüz yöntemin kullanılmasının öğrencileri sınıfta daha aktif, daha tartışmaya açık ve yazma ve diğer becerilere yönelik denemeler yapmak için daha motive kıldığına yönelik araştırması (2015); Elphick’in hukuk derslerine katılımın artırması ve özellikle teknoloji çağında yetilen yeni hukuk öğrencileri için öğrenci motivasyonunu artırmak adına ters yüz yönteminin önemini ortaya koyması (2018), Matamoros’un hukuk fakültesi öğrencilerinin mezun olduklarında uygulamada avukatlık yapmaya “hazır” bir şekilde eğitim almalarının çözümü olarak ters yüz eğitimi işaret etmesi (2015), Sankoff’un hukuk eğitiminde ters yüz öğrenimin hem öğrenciler hem de dersi veren öğretim üyesi için daha keyifli bir öğrenme ortamı oluşturduğu ve üretkenliği artırdığına yönelik çalışması (2020) gibi araştırmalar, bu yöntemin hukuk eğitimindeki önemini göstermektedir.